Yukaridaki tablodan da anlasilacagi gibi, Kelkit’in geçmisine göç hadisesi damgasini vurmustur. Denilebilir ki, Kelkit, özellikle Cumhuriyet tarihi boyunca belli periyotlarla nüfusu artmis olmasina karsin, hem iç, hem de dis göçü yogun olarak yasayan bir ilçemizdir. Kelkit’in kaderinde özellikle 1950’li yillardan sonra göç hadisesi vardir. Çok sayida köy yerlesmesi göçle beraber kan kaybina ugramis, nüfusun bosalmasi sonucu birer harabeye dönmüstür. Yalniz 1960-2000 yillari arasinda Kelkit ve köylerinden göç eden nüfus 35 bin civarindadir. Ancak gerçek degerin tesbit edilenin çok üzerinde oldugu söylenilebilir.
Kelkit’te yasanan göç hadisesinin temelinde sosyo-ekonomik faktörler yer almaktadir. Kelkit’te kültürel ve sosyal imkanlari bulamayan aydin nüfusun disariya yerlesmeyi tercih etmesinin yani sira, ayrica yerlesik hayatta kurulu bir düzeni bulunan büyük halk katmanlari kisim kisim ekonomik güçlükler ve geçim sikintisindan dolayi göç etmislerdir. Sinirli ekonomik imkanlara sahip insanlarimiz, büyük sehirlere göç ederken, hep daha iyi kosullarda yasayabilme arzularini içlerinde hep diri tutmuslardir. Topraga bagli bir hayat tarzinin bölgemizde hakimiyetini korumasi, ekilebilir alanlarin zamanla babadan ogula geçerken küçük parçalara bölünmesi ve dahi topraksiz ailelerin büyük bir yekûn teskil etmesi ilçemizdeki göç sürecini hizlandirmistir. Özellikle dag köylerimizin tarimsal üretim açisindan bir açilim yakalayamamasi, egitim, saglik ve ulasim hizmetlerinden yeterince yararlanamamasi, bu köylerimizin tamamen bosalmasina sebebiyet vermistir. Diger yandan Kelkit’in sosyo-kültürel imkanlarinin kisitliligi, zaten ekonomik sikintilar içinde yasamaya çalisan insanlarimizin göçe karsi çaresiz kalmalarina sebep olmustur.
Kelkit, göç sonucu yetistirdigi, fakat kedisine hizmet etmek imkanini bulamayan nitelikli insan gücünü hep disariya kaptirmistir. Kelkit ilçemizde hangi yerlesim biriminden gidip, hangi alanlarda ögrenim görmüs, ne kadar okumus aydiniz oldugunu ve nerelerde, ne gibi görevler yaptiklarini saptayan bir kaynagimiz ne yazik ki yoktur. Genel olarak bildigimiz, mevcut disarida yasayan insanlarimizin çevresinden ve halkindan koparak yerel kimliklerinden uzaklastiklaridir. Peki, bu topraklarin umudu, yarinlari, evlatlari nerededir? Üzülerek yazalim ki,bugün disaridaki Kelkitliler, gurbetlerde sila hasretiyle ya da çesitli imkansizliklar içinde yasamak zorundadirlar. Bu insanlarimiz, eminiz ki her bayram ata topraklarindan uzak olmanin burukluguyla kucaklamak istiyorlar Kelkit’imizi.
Gümüshane, Türkiye’de en fazla göç veren 10 ilden birisidir. Bu kapsamda Kelkit ilçemiz de (son yillarda azalmasina ragmen) göç veren ilçelerden birisi oldugu için göç sorunlu bir görüntü arz ediyor. Tabi, Kelkit bir yandan göç verirken, diger yandan da göç alan ilçelerden birisidir. Kendi nitelikli is ve beyin gücünü disarilara kaptiran Kelkit, özellikle köylerden göç alarak genislemektedir. Kelkit’ten göçün engellenmesi için, bir takim önlemlerin alinmasi gerekmektedir. Nedir bu önlemler diye düsünecek olursak;
1-Göç olayi basta olmak üzere, bölgenin tüm sorunlari yerel organizasyonlarin da söz sahibi olarak katildigi bölgesel bir kalkinma plani çerçevesinde bir bütün olarak ele alinmali, koyuya iliskin önlemler öncelik siralamasi yapilmaksizin hep birlikte gerçeklestirilmelidir.
2-Bölgesel bir kalkinma planina paralel olarak, bölge ekonomisinin temeli olan tarim ve hayvancilik basta olmak üzere, tüm faaliyet alanlari için, yeni ve gerçekçi politikalar belirlenmelidir.
3-Tarim alanlarindaki parçali mülkiyet iliskileri yeniden ele alinmali ve düzenlenmelidir. Bu yoldan arsa üretimi için yeni birimler ve politikalar belirlenmelidir. Özellikle verimli tarim alanlarinda sulamaya yönelik yatirimlar gerçeklestirilmelidir.
4-Tarim ve hayvancilik faaliyetlerinde bölge insanini rasyonel üretime yönlendirecek ölçüde sübvansiyon uygulanmalidir.
5-Bölgede istihdam kapasitesi meydana getirecek sanayii yatirimlari desteklenmelidir.
6-Yerel kaynaklarin özel sektörce harekete geçirilmesine ve ekonomiye kazandirilmasina imkan saglanmalidir.
7-Bölgede mevcut sanayii yatirimlarina daha fazla agirlik verilmelidir.
8-Bu yatirimlar baslangiçtaki düsük verimlilik asamasinda vergi muafiyeti basta olmak üzere çesitli yollarla desteklenmelidir.
9-Tüm ekonomik faaliyetler içerisinde,bölgedeki payi % 40’a varan hizmet sektörüne önem verilmeli, bu sektördeki talep yetersizligi giderilmelidir. Bunun için de özellikle turizm ve tanitim gibi sektörler ön plana çikarilmalidir
10-Bölgeye yönelik kredilerin amacina uygun olarak mutlaka bölgede kullanilmasi saglanmalidir. Bölge halki açisindan devletin Kelkit’e ilgisinin temel göstergelerinden birisi olarak bunun hayatiyet kazanmasi gerçeklestirilmelidir.
11-Bölge insaninin egitim düzeyi yükseltilmelidir. Deneyimler göstermektedir ki, egitim alaninda yapilan yatirimlar göç egilimini geriletmektedir. Bu nedenle bölgede var olan çesitli düzeydeki egitim kurumlari desteklenmeli, sayica artirilmali ve daha yeterli duruma getirilmelidir.
12-Bölgede sermaye birikimini saglayacak ve bunu büyük sanayii yatirimlarina dönüstürecek bir anlayis degisikligine ihtiyaç vardir. Bu anlayis degisikligi egitim kurumlarinin öncülügünde gerçeklestirilmelidir.
Bütün bunlara ek olarak Kelkit’te özel sektöre ait (muhtesem bir beklentinin sonucu olarak muhtemel ki Dogan Grubu tarafindan ) bir fabrikasinin kurulmasi ve Kelkit’e yüksekokul açilmasi öyle düsünüyoruz ki göç olayini engelleyecektir. Zaten Izmit depreminden sonra yogun bir sekilde geriye dönüs göçlerin yasandigi Kelkit’in ileriye dönük olarak atilim saglayabilmesi için sözü geçen önlemlerin alinmasinin yaninda,bu iki yatirima acilen kavusmasi gerekmektedir.
Kelkit’ten dis göç olarak gerçeklesen göçler daha çok Almanya’ya gerçeklestirilmis, bunu Ingiltere, Fransa, Hollanda ve diger Avrupa ülkeleri izlemistir. Özellikle Ünlüpinar Beldemizden, Özen ve Gödül köylerimizden Ingiltere’ye yogun bir göç dalgasi yasanmistir. Kelkit’ten iç göç olarak yasanan göçler daha çok sirasiyla, Istanbul, Kocaeli, Erzincan, Trabzon, Samsun, Izmir ve Ankara illerine gerçeklesmistir. Iç göç hareketlerinde Kelkit merkeze köylerden gelerek yerlesen aile sayisinin ise 1000 civarinda oldugu tahmin edilmektedir.
Günümüzde medeni yasamanin temel kistaslari üzerine kafa yorunca, medeni kelimesinin nereden geldigi üzerine kisa bir arastirmaya girip, medeni kelimesinin Arapça’daki “medine” kelimesinden, yani sehir, kent sözcügünden türetildigini ögrendik. Rivayete göre ilk defa sehir kurarak topluca yasamada oldukça ilerleyen ilk Türk boyu Uygurlar oldugu için de medeni kelimesinin karsiligina öz Türkçe’de “uygar” denmistir. Dolayisiyla hem medeni ve hem de uygar kelimelerinin “sehir hayatinda yasamayi bilmek” ile bir baglantisinin oldugu açiktir.
Her sene düzenlenen senliklerle binlerce Kelkitli Kelkit'te bulusarak hasret gidermektedir.
|